...
V.
İçindeki sese her zaman güvenmeli mi; Oysa bazen vicdanımızla kurduğumuz patetik ilişkinin yankısı da olabilir bu; geleneğin nöbetini tuttuğu kamusal vicdanın sesi
VI.
Felsefe, ideoloji ve teolojinin "hakikat" vaadinden kendini koruyabildiği ölçüde özgürlük hareketlerini bünyesinde konumlandırabilir. Gerçeğin doğasından pay aldığını iddia eden her dünya görüşü kendini "felsefe" olarak pazarlamaya başladığında "hayat" tadını yitirir, yaşam acılaşır... Burası faşizmin saklandığı kapı arkasıdır ve filozof, “kapının arkasında ne var?” diye sorabilen kişidir.
VII.
Kendimi güçsüz hissettiren bir duygunun hemen ardından tanrı kavramının bana göz kırptığını duyumsuyorum...
VIII.
Yalnız ve yalıtılmış bir hayatın bazen kibirle bir ilgisi olabilir…
IX.
Ölüm, Varoluşun benimle konuştuğu belki de tek andır. Ki o da bir yanıt değil sorudur.
X.
Düşüncelerim; parçalanmış varlığın kendi eksikliğine yönelen ve zaten ondan çıkmış olan varlığımı yeniden bütüne katma çabam. Eksikliğimin farkında olarak taşıdığım yaranın aklımı kullanması. Duygularımın, eksik var oluşuma telafi için bulduğu çözüm: düşünce
XI.
Cehennemde olduklarını bir tek zebaniler fark etmezmiş
XII.
Gerçeği aramayı bırakıp, onu yaratmaya karar vermek…
XIII.
İyilik tutsaklıktır, özgürlük ise hemen her zaman bir kötülük barındırmak zorundadır...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder